Bir keşif yolculuğuna çıkmak istemiştim, sonradan farkettim ki bu bitmek bilmez bir dönüşüm yolculuğu olacakmış. 76 yılında İstanbul’da doğdum. Sakin bir yaşamı seçmediğimi çok geç farketmedim. Annem küçüklüğümde hiç uyumayı bilmeyişimden söz ederdi.
Evdekilerden sonra uyuyup, onlardan önce kalkarmışım. Bu hareketliliğimi, kendime sabırsızlık olarak da aldığım anlar oldu, bunlar olmaya da devam ediyor.
Son yaptığım gerçek hız 2,5 senede liseyi bitirmek olmuştu. Gerçek anlamda hızlanma örneklerinden sonuncusu da belki uçakla bir yerlere varma hızını keşfettiğimde yaşandı. Sonrasında her anının ve hikayesinin benim için çok değerli olduğuna inandığım, Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika’da bulunduğum anlara geldim.
Aslında bir mühendis olduğumu kendime söylesem de sosyal konulara ilgim her gün beni o düzenden adım adım uzaklaştırdı. Bu süreçte sosyal girişimlerin, birseysel projelerin ve kişisel dönüşüm çalışmalarının içinde birey olarak bulundum, yarattım, destekledim, gözlemledim, kendi üzerimde prosesler yaşadım.
Yaşamı an’da farkındalığa taşıyan her öğenin bana ulaşması için açıklıkla bir yolculuğa başladım.
Okuduğum kitapların ötesinde, yaşanmışların irdelenmesine ve açıklıkla paylaşımına çok değer verdim.
Bugün kendime ait elimde olan en büyük şeyin, benliğim olduğuna inanıyor ve onu olduğu gibi kabul ediyorum.
Yaptığım herşey zamanı, yaşadığım an’ı ve yolculuğumu paylaşmak.
Bunun ötesi ya da berisi yok.
Olduğu an’da olduğu gibi yaptığım hikayeler yaşıyorum.
Karagözün Yolu Hikayesi de bu taşlardan biri olsun istedim.
12.11.2010
İstinye
Sercan DUYGAN